İşini sevmek,tutkuyla bağlanmak… Günümüz iş dünyasında birçok insana oldukça uzak iki kelime ama pazartesi sendromu yaşamak,yönetimi eleştirmek, mesai bitişine kalan süreyi hesaplamak,işe yorgun gelmek sıklıkla yaptığımız eylemler haline geldi. Öyle çok dilimize yerleşti ki pazartesi sendromu ilk okula giden çocuklar bile pazartesi günü mutsuz olmaya başladı eskiden nasıldı peki pazar günü annemiz banyomuzu yaptırır, önlüğümüzü ütüler, heyecanla çantamızı hazırlar ve her pazar gecesi aynı heyecanla uykuya dalardık ertesi gün arkadaşlarımızı ve öğretmenimizi görecek olmanın verdiği mutlulukla. Peki buradaki etken neydi bizi mutlu eden arkadaşlarımızı, okulumuzu, öğretmenlerimizi sevmek,tenefüsü iple çekip o kısacık aralarda oyuna dalmak ve zil sesiyle uyanmak. Evet oyuna dalmak belki yine oyuna dalarsak tekrar mutlu çocuklar olabiliriz. Peki nasıl oyuna dalacağız ? Eğer sevdiğin işi yaparsan ömür boyu çalışmamış olursun o kadar doğru bir cümle ki peki ya sevdiğimiz, tutkuyla bağlanacağımız işi bulamadıysak? O zaman cümleyi değiştirip yaptığın işi sev
diyeceğiz. Bu da bizi doğrudan oyuna daldıracak nasıl mı? Çoğu insan çalışmayı sevmez ama herkes oyun oynamayı sever.Günlük yapılacak rutin işlerimizi sıralamakla işe başlayabiliriz sıradaki her işimizi
tamamladığımızda bir level atlamış olacağız ve aslında bu başka bir bölümün başlangıcı olacak.Hayat oyununda hiçbir zaman oyun sonu yoktur hergün yeni bir bölüm atalabilirsin.
İş dünyasının başarılı insanlarına hep gıpta ile bakmışızdır ve genellikle doğuştan şanslı olduklarını düşünürüz.Ama başarı hikayelerini okuduğumuzda hep sıfırdan başlayan insanlar görürürüz tıpkı bir maraton koşar gibi engelleri atlayan ,işine tutkuyla bağlı,yılmayan insanlar.Demek oluyor ki bu başarılı insanların karşısına çıkan engeller sadece o gün geçmesi gereken bir parkurdu ve bölümü geçmek onun için başarıya giden bir yol oldu bölüm sonu onlar için hiç gelmedi. Şimdi bu başarı oyununu hayatımıza yansıtalım;hangi işi yaptığımızın bir önemi yok.Eğer bir temizlik görevlisiysek ilk görevimiz süpürme yapmaksa bu bizim geçmemiz gereken ilk bölüm süre başladı rakipler yerini aldı ve en coşkulu çalışan bölümü birinci olarak tamamladı.Eğer bir doktorsak muaynanemize gelen ilk hasta bizim geçmemiz gereken ilk bölüm tanıyı koyup tedavi sürecine
başladığımızda bölümü başarıyla geçtik ve unutulmaması gereken bu oyunda bir bölüm atlamadan diğerine geçersek başarısız olacağımızdır.Diyelim bir satış danışmanıyız ofisimize geçtik ilk müşterimizi
aradık olumsuz,ikinci olumsuz elliye kadar olumsuz cümlesini duyduk ve elliye geldiğimizde ilk müşterimizi bağladık tebrikler oyunun ilk etabını başarıyla geçtiniz sıra ikinci etapta.Bu örnekleri binlerce sıralayabiliriz ve emin olun bu oyunu hayatımıza yansıttığımızda ;tutku, başarı,işini sevmek sonucunda mutlu bir insan olmak kendiliğin gelecek hediyelerimiz olacaktır. Oyun tadında bir işiniz ve hayatınız olması dileğimle…
-Miray DERNEKCİLER